Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) süreci, milyonlarca öğrencinin hayatında yeni bir dönüm noktasıdır. Sınav sonrasında geleceği şekillendiren en önemli adım, tercih listesinin hazırlanmasıdır. Ancak bu süreçte sıkça karşılaşılan biri soru var: Tercih yaparken puan mı yoksa sıralama mı daha fazla önem arz ediyor?
Puan, öğrencinin sınavda aldığı toplam doğru ve yanlış sayısına dayanan bir değerdir. Sıralama ise, bu puanların diğer adaylar ile karşılaştırılması sonucunda elde edilir. Yani bir öğrenci, yüksek bir puan almış olabilir ancak bu puanın diğer adaylar arasında nasıl bir sıraya yerleştiği de oldukça önemlidir. Örneğin, puanı yüksek olan ancak sıralaması düşük olan bir öğrenci, yeterli kontenjana sahip bir üniversite bölümüne girememekte zorlanabilir.
Aslında, üniversite tercihleri yapılırken puanın ve sıralamanın birbirini tamamlayan unsurlar olduğunu söylemek mümkündür. Puan, adayın performansını ölçerken, sıralama ise bu performansın diğer adaylar karşısındaki konumunu gösterir. Yani, yüksek bir puan çoğu kez iyi bir sıralama ile de desteklenmediğinde istediğiniz üniversiteye girmek konusunda yeterli olmayabilir.
Tercih listesi oluştururken öncelikle akılda tutulması gereken şey, başvurulan bölümlerin bulunduğu sıralama ve puan aralıklarının iyi bir şekilde analiz edilmesidir. Eğer hedeflenen bir bölüm için genel sıralama yüksekse, bu durumda o bölüm için gereken puanların da oldukça yüksek olması muhtemeldir.
Öğrencilerin öncelikleri ve ilgi alanları da tercih listesinde belirleyici bir rol oynamaktadır. Kimi öğrenciler, iş bulma olasılığı yüksek olan bölümleri tercih ederken, kimisi ilgi duyduğu alanları önceliklendirmektedir. Bu yüzden, sadece puan ya da sıralama üzerinden bir değerlendirme yapmak yerine, kişisel hedef ve ilgi alanlarını da göz önünde bulundurmak önemlidir.
Bunun yanı sıra, üniversitelerin ek kontenjanlarını, yatay geçiş imkanlarını ve farklı burs olanaklarını araştırmak, tercih sürecinde daha bilinçli kararlar verirmenize yardımcı olacaktır. Ayrıca, yapılan en yaygın hatalardan biri olan, "Eğer en üst sıradakilere girmezsem, o zaman alt sıralara yazmaktansa yazmamalıyım" düşüncesi yanlıştır. Her zaman en yüksek rakamların seçilmesi, yalnızca gerekli puanın bulunmasından ötürü yeterli olmamakta, bazen kişisel yetenek ve ilgi alanları ile örtüşmeyen bir tercih yapılmasına neden olabilmektedir.
Son olarak, tercih listesinin oluşturulmasında danışmanlık hizmeti almak, alanında uzman kişilerin yönlendirmeleri sayesinde süreci daha sağlıklı bir şekilde yönetmek mümkün. Öğrencilerin ailelerinin veya öğretmenlerinin de görüşlerini almak, daha geniş bir perspektife sahip olmanıza yardımcı olabilir.
Bu detaylara dikkat ederek hazırlanan bir tercih listesi, öğrencilerin hedefledikleri üniversiteye ulaşmalarını kolaylaştıracaktır. Unutmayalım ki, bu süreç sadece puan ve sıralama ile değil, aynı zamanda kişisel hedefler, ilgi alanları ve profesyonel beklentiler ile şekillenecek bir yolculuktur. Doğru tercih ile hayal ettiğiniz üniversiteye girmek, geleceğinizi parlak kılmak için atacağınız ilk adım olacaktır.