Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde zaman zaman karşılaşılan doğuştan engelli bebeklerin sayısı, özellikle bazı mahallerde alarm verici bir hızla artış göstermekte. Bu durum, hem ailelerin hem de sağlık uzmanlarının dikkatini çekiyor. Ülkemizin belirli bölgelerinde, sağır ve dilsiz olarak dünyaya gelen çocukların sayısındaki artış, pek çok soru işareti doğuruyor. Aileler, neden bu durumu yaşayan çocuk sayısının bu denli fazla olduğunu sorgularken, uzmanlar bu sorunun kökenlerini araştırmaya devam ediyor.
Son yıllarda ülkemizde sağlık alanında kaydedilen ilerlemelere rağmen, bazı mahallelerde sağır ve dilsiz bebeklerin doğumu ardı ardına gelmeye başladı. Uzmanlar, bu durumun genetik, çevresel ve sosyo-ekonomik faktörlerden kaynaklı olabileceğini ifade ediyor. Özellikle belirli bölgelerde yaşayan ailelerin, geleneksel evlilik yapıları ve akraba evliliği oranlarının yüksek olması, doğuştan gelen engellerin artmasında etkili bir unsur olarak görülüyor. Aileler, çocuklarının doğuştan engelli olarak dünyaya gelmesinin ardındaki nedenleri anlamaya çalışırken, toplum da bu konuyla ilgili bilgilendirilmeye ihtiyaç duyuyor.
Bu durum, sadece aileleri değil, toplumun genelini de etkiliyor. Mahalledeki farkındalık düzeyi düşükken, toplumda engelli bireylerin kabulü ve desteklenmesi konusunda ciddi bir bilgi eksikliği bulunmaktadır. Ailelerin, çocuklarıyla ilgili yaşadığı zorluklar, sosyal hizmetler ve devlet kurumları tarafından yeterince desteklenmemektedir. Ailelerin, çocuklarına sağlıklı bir yaşam sunabilmesi ve toplumda kabul görebilmesi için daha fazla kaynağa ve desteğe ihtiyaçları var. Bu noktada, devletin ve sivil toplum kuruluşlarının devreye girmesi büyük önem taşımakta. Engelli bireylerin desteklenmesi ve toplumla entegre edilmesi, hem onların yaşam kalitesini artıracak hem de toplumun genelinde pozitif bir etki yaratacaktır.
Uzmanların önerdiği çözümler arasında, engelli bireyler için rehabilitasyon merkezlerinin yaygınlaştırılması, ailelere yönelik bilgilendirme seminerleri düzenlenmesi ve toplum genelinde engellilik hakkında bilinçlendirme çalışmaları yer almaktadır. Böylece, doğuştan engelli çocukların sadece ebeveynlerinin sorunu olmaktan çıkarılıp, toplumun ortak problemi haline gelmesi sağlanabilir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin belirli mahallerinde karşılaşılan doğuştan engelli çocuk sayısındaki artış, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde önemli bir meseledir. Ailelerin, çocuklarla ilgili yaşadıkları sorunların üstesinden gelebilmeleri için daha fazla desteğe ihtiyaçları var. Bu bağlamda, toplumun bu konuda daha bilinçli ve duyarlı olması, gelecekte benzer durumların önüne geçilmesi açısından kritik önem taşımaktadır. Her çocuk, sağlıklı bir yaşam hakkına sahiptir ve bu hakkın savunulması, sadece ailelerin değil, tüm toplumun sorumluluğudur.