1912 yılı, denizcilik tarihinin en trajik ve en çok konuşulan olaylarından birine tanıklık etti: Titanik’in batışı. Bu gemi, dönemin en büyük ve en lüks yolcu gemisi olarak ilgi topluyordu. Ancak, su alarak batmasıyla birlikte tarih sayfalarına kazınan bir facia haline geldi. Titanik’in cenaze hikayeleri arasında en dikkat çekeni ise 'en şanssız yolcu' olarak adlandırılan kişi oldu. Bu felakette, kendisinin aslında bu yolculukta olmaması gerektiği anlaşıldı. İşte, Titanik’in kaderinde önemli bir yer edinen o şanssız yolcunun öyküsü.
Titanik, 10 Nisan 1912 tarihinde Southampton’dan yola çıktı. Geminin ilk durağı Cherbourg, sonra da Queenstown (bugünkü Cobh, İrlanda) olacak şekilde planlanmıştı. Bu yolculuk, pek çok insan için umut dolu bir yeni başlangıç anlamına geliyordu. Ancak, içinde barındırdığı trajedilerle ünlü olan Titanik, bu umutları maalesef gerçeğe dönüştüremedi. O gemideki en ilginç hikayelerden biri de, yolculuğa çıkan bir yolcunun -Henry Etches- aslında o uçsuz bucaksız okyanusta olmaması gerektiğiydi.
Henry Etches, geçmişte bir deniz yazarıydı ve Titanik'in efsanevi gemi yapım sürecine dair gözlemlerini yazmak üzere bu yolculuğa çıkma kararı aldı. Ancak, bu yolculuğun başında yaşamı, kendisine hazırlanan bir tuzağa dönüşmüştü. Aslında sahte bir biletle gemiye binen Etches, son dakikada kurban düştüğü bir dolandırıcılığın ardından Titanik'e binmeye zorlanmış bir adam olarak kayıtlara geçti. Dolandırıcı, onun yerine başka yolcuların biletlerini alarak yüksekçe bir kâr elde etmişti. Böylelikle, Etches bu yolculuğa çıkmayı istemediği bir durumla yüz yüze geldi.
Fakat, olaylar gelişirken Etches’in başına gelenler, sadece bir dolandırıcılıkla da sınırlı kalmadı. Titanik’in ilk seferinde felaket haberi hızla yayıldığında, yolcular panik içinde gemideki can simitlerine ulaşmaya çalışıyorlardı. Etches, öncelikle evinden uzakta ve yalnız bir şekilde kendini bulurken, aynı zamanda bir av kaçırmanın ve umutsuz bir durumun içinde kalmıştı. Dolandırıcı tarafından çaresiz bırakılan Etches’in durumu, Titanic’in batışı sırasında bir dönüm noktası oldu. İlerleyen dakikalar içinde panik ve kaos içinde yaşamak zorunda kaldığında, birçok yolcu gibi o da jump for life (hayatta kalmak için zıpla) arzusuyla öne çıkmıştı.
Geminin su aldığını anladığında, dondurucu soğuğun etkisiyle neredeyse buz tutmuş bir vücutla, Titanic’in güvertesinden aşağıya atladı. Buz gibi sularla dolu bir okyanusta hayatta kalma mücadelesi başladı. Birçok yolcu can simitlerine ulaşmak için kendisini kötü bir şekilde yaraladı. Bu durumda, Etches de hayatta kalmak ve geri dönmek için çabaladı ve sonunda bir can simidine ulaşmayı başardı. Nihayet, kurtarma gemisine alındığında, elinde bir efsane hikaye ile büyülenmiş halde asılmeren hikayesini yaşamış oldu.
Sonuç olarak, Titanik felaketi birçok insanın hayatını kaybettiği bir trajedi oldu. Ancak, bu trajedi içinde yer alan bazı hikayeler -Henry Etches gibi- hayat kurtaran veya hayatı belirsizliklerle dolu hale getiren örneklerdir. Yıllar geçtikçe bu tür hikayeler insanlara hatırlatılıyor ve trajedinin gelecekteki yolculuklarla bağlantılı olarak düşünülmesinin önüne geçiliyor. Bu tarz hikayeler, insanlık tarihine kazandırdıkları dersler ve geçmişten alınacak önemli dersler açısından oldukça önemli yerlere sahiptir.
Ji ara sıra tarihin akışında yer alan olaylar, 21. yüzyıldan bakıldığında daha fazla öğrenme fırsatları ve yeni bakış açıları sunuyor. Henry Etches’in hikayesi, belirsizliklere karşı daima hazırlıklı olmanın önemini vurguluyor. Titanik’in trajedisi sadece makine ve mühendisliğin sınırlarını değil, insan psikolojisiyle birlikte doğrudan ilişkilidir. Her ne kadar bazı insanlar şanssız gibi görünseler de, onların hikayelerinde mücadelenin ve esnekliğin örneklerini bulmak da mümkün. Bu nedenle, tarihimizdeki bu travmatik olayların ardında saklı duran gerçekler, keşfedilmeyi bekliyor.