Hafızasında karamsar anılar birikmiş genç bir adam, Ramazan ayında aldığı bir bağış sonucu hayatının nasıl değiştiğini anlattı. Cezaevinde geçirdiği günlerin ardından, adalet sistemiyle ilgili pek çok yanlış anlamanın ve eksikliğin içinde kaybolmuş olan Bahtiyar, hayatına bir ışık tutacak olan o ünlü koliyi alana kadar umutsuzdu. Ramazan ayının bereketi ve toplumsal dayanışmanın gücü, beklenmedik durumlarla başa çıkabilme yeteneğini ortaya koydu. Bu hikaye, sadece bir bağışın ötesinde, toplumun birlikteliğinin sağladığı değişimi gözler önüne seriyor.
Ramazan ayı, İslam dünyasında sadece oruç tutma süreci değil, aynı zamanda toplumsal yardımlaşma ve dayanışma dönemidir. Her yıl olduğu gibi bu yıl da pek çok insan ihtiyaç sahiplerine Ramazan kolileri göndermekte, bu bağışlarla vatandaşların hayatlarını kolaylaştırmaya çalışmaktadır. Bahtiyar’ın hikayesi de bu toplumsal dayanışmanın önemli bir örneği. Kendisi, genç yaşta yanlış kararlar alarak suça sürüklenmiş ve bu sebepten dolayı hapis cezası alma riskiyle karşı karşıya kalmıştır. Ama Ramazan ayının gelişi, hayatında bir dönüm noktası haline gelmiştir.
Bir dernek vasıtasıyla ulaştığı Ramazan kolisi, onun sadece maddi anlamda değil, manevi olarak da kendini yeniden bulmasına vesile olmuştur. İçerisindeki gıda maddeleri, pek çok ailenin Ramazan ayında yaşadığı zor şartları düşününce sadece bir bağış değil, umut ve dayanışmanın bir simgesi haline gelmiştir. Bahtiyar, kolinin kendisi için taşıdığı anlamı şöyle ifade ediyor: "Bir gıda kolisi almak, benim için sadece yiyecek değil, aynı zamanda topluma uğramış bir sevgi oldu. Bu yardımı yapan insanları düşündüğümde, benim de sosyal hayata bir şekilde katkıda bulunabileceğim umudunu yaşadım."
Bahtiyar’ın hayatındaki bu değişiklik, onun sadece ceza almaktan kurtulmasına yardımcı olmakla kalmadı, aynı zamanda sosyal sorumluluk bilinciyle donanmasına da vesile oldu. Ramazan kolisi sayesinde kendini sorgulamakta ve aldığı yaraların üstesinden gelebilmek için çaba sarf etmektedir. Aldığı destek, ona hapis cezasının düşüncesini unutturdu, başka bir deyişle içindeki karamsar düşünceleri dışarı atmasına yardımcı oldu. O günden sonra başlattığı sosyal projelerle, topluma katkıda bulunmaya karar verdi.
Ramazan ayı temasıyla düzenlediği çeşitli etkinlikler, onu birçok insanla bir araya getirerek motivasyonunu artırdı. Özellikle gençlerle gerçekleştirdiği atölyelerle, kendi hikayesini paylaşarak diğerlerinin de yanlışlar yapmaması konusunda bilinçlenmelerine yardımcı olduğunu fark etti. “Benim gibi düşünen ve benim gibi hatalar yapan insanlara mümkünse, benim hikayemle ilham vermek istiyorum. Artık ben de topluma katkı sağlayacak bir bireyim,” şeklinde konuştu.
Bahtiyar aynı zamanda, aldığı bağışın toplumlar üzerindeki olumlu etkilerinin önemini vurgulamaktadır. Ramazan kolilerinin yalnızca hapis cezasından kurtulma sürecini değil, aynı zamanda bireylerin topluma dönüş süreçlerini nasıl destekleyebileceğini gözler önüne sermektedir. Kendisi, aldıkları yardımlar ile toplumsal bir ağa dahil olmanın yalnızca maddi değil, manevi kazanımlar yaratabileceği konusunda kararlıdır.
Sonuç olarak, Bahtiyar’ın hikayesi, Ramazan ayının sadece bir ibadet dönemi değil, aynı zamanda toplumsal dayanışma ve yardımlaşmanın önemini vurgulayan bir örnek teşkil etmektedir. Herkesin kendi sorumluluklarını yerine getirme ve başkalarına uzanma fırsatı bulduğu bu güzel dönemde, toplumun yardımlaşma duygusu daha da güçlenmektedir. Bir gıda kolisi ile başlayan hikaye, umut ve birlikteliğin ne kadar güçlü olabileceğini bir kez daha bizlere hatırlatmaktadır.
Bahtiyar, gelecekte daha fazla insana ulaşmayı ve başka hikayelerin de umut dolu hale gelmesine yardımcı olmayı hedefliyor. Ramazan ne kadar önemli olursa olsun, bir insanın hayatındaki değişimin kaynağı daima sevgidir. Maddi yardımlardan bağımsız bir şekilde, özellikle bu dönemde sahip olduğumuz değerleri yeniden gözden geçirmeli ve iyilikleri artırmalıyız. Unutulmamalıdır ki, en büyük yardım, insanın kendini ve başkalarını sevebilmesiyle başlar.