Pendik, İstanbul'un sakin mahallerinden biri olarak bilinse de, bir talihsizlik tüm huzuru bozdu. 23 Ekim 2023 tarihinde, bölgedeki sakinleri derinden sarsan bir olay yaşandı. Vasılahon Naci, bir komşusu tarafından acımasızca öldürüldü. Olayın detayları ise dehşet verici bir gerçeği gün yüzüne çıkarıyor: komşular, yaşanan vahşete karşı kendilerini çaresiz hissetti.
Pendik'teki bu korkunç cinayet, ne yazık ki yalnızca bir bireyin değil, tüm bir mahallelinin psiko-sosyal dengesini de etkileyecek. Komşular, Vasılahon'un yaşadığı evin yanındaki apartmanda oturuyor ve cinayet anında yaşananları gözlemlediklerini belirtiyorlar. Birçok komşu, Vasılahon’un yardım çığlıklarını işittiklerini, ancak korku nedeniyle hiç kimsenin müdahale edemediğini aktardılar. Olaydan sonra yapılan açıklamalar ise, yerel halkın bu tür bir vahşetin yaşanmasına karşı duyarsız kalmalarının getirdiği vicdan azabı ile dolu.
Mahalle sakinleri, olayın yaşandığı anın adeta bir film sahnesi gibi geçtiğini söylüyor. Gözleri yaşlı bir kadın, "Korkudan sokağa çıkamayacak hale geldik. Kendi evimizde bile güvende hissetmiyoruz," diyerek içlerindeki korkuyu ifade etti. Diğer komşular da benzer endişeleri paylaşıyor; "Bir insanın bu kadar vahşice öldürülmesine nasıl sessiz kalırız?" sorusu, mahallelinin aklını meşgul eden en önemli nokta haline gelmiş durumda.
Vasılahon'un cinayete kurban gitmesi, yalnızca bir birey için değil, yerel güvenlik sistemi için de önemli bir tartışma konusu oldu. Olaydan sonra, bölgede dedektiflerin yürüttüğü soruşturmalar, Vasılahon ile katil arasında daha önce var olan bir husumetin olup olmadığını araştırmaya yönelikti. Katil hakkında henüz resmi bir bilgi paylaşılmadı, ancak komşular arasında dolaşan söylentilere göre, uzun süredir gergin bir ilişki içindeydiler. Bu gerginliğin hangi sebeplerden kaynaklandığı henüz netlik kazanmadı.
Pendik, son yıllarda artan suç oranları ile gündeme geliyordu. Bu durum, mahalle sakinlerinin korkusunu pekiştiriyor. Yerel halk, güvenlik önlemlerinin artırılmasını ve polis devriyelerinin sıklaştırılmasını talep ediyor. "Böyle bir olayın yaşanması için bir canavarın içimize girmesi mi gerekiyordu?" diye soran bir mahalleli, "Artık her an bir tuzakla uyanıyoruz," diyerek yaşadığı korkuyu dile getiriyor.
Bu olay, basında geniş yankı bulurken, sosyal medya platformlarında da büyük bir infial yarattı. 'Pendik'te dehşet' başlığı altında birçok paylaşım yapıldı. Toplumsal medyada, özellikle kadınların ve yaşlıların güvenliği için daha fazla önlem alınması gerektiği vurgulandı. Olayın ardından pek çok kullanıcı, “Komşunun komşuya canhıraş bağırdığı bir dünyada yaşamak istemiyoruz,” gibi ifadelerle vicdanları yaraladı.
Vasılahon'un ölümü, sadece onun hikayesi değil, aynı zamanda toplumumuzun bir parçasının da acımasız yüzünü gösterdi. Herkesin elini taşın altına koyması gerektiği bu durum, güvenlikten çok dayanışma ruhunu ön plana çıkarıyor. Nihayetinde, Vasılahon’un hikayesi, sıradan bir günün nasıl korkunç bir vahşette sona erebileceğinin en somut örneği oldu. Cinsel şiddet ve öldürmeler gibi toplumsal çürümeye dikkat çekmek, hepimizin görevi. Zira hata yapanlar, yaptıkları ile cebelleşmeye başladığında, toplum bir bütün olarak yeniden gururun parçalarını birleştirmek zorunda kalacak.
Pendik'te yaşanan bu olay, kendimize sorulması gereken birçok soruyla birlikte, komşuluk ilişkilerinin ne kadar değerli olduğunu bizlere bir kez daha hatırlatıyor. Mahalleli, bir daha böylesi bir olayın yaşanmaması için nasıl bir toplumsal bilinç geliştirebiliriz? İşte esas mücadele burada başlıyor. Herkes, sessiz kalmanın bedelini ödüyor ve bu bedel, bir insanın hayatı olabilir.