Geçtiğimiz haftalarda, Türkiye'de bir okulda yaşanan olay, öğretmenlerin aldığı eğitimin ve cesaretin ne denli kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bir öğrenci, sınıfta yediği bir yiyecek sonucu boğulma tehlikesi geçirdi. Ancak, öğretmeninin hızlıca uyguladığı Heimlich manevrası, o anki durumu hızla tersine çevirdi. Bu olay, hem öğretmenlerin acil durumlar için aldığı eğitimlerin önemini vurguluyor hem de hayat kurtarıcı bilgilerin her birey için ne kadar hayati olduğunu gösteriyor.
Bir gün, Türkçe dersinin işlendiği sırada, 12 yaşındaki Ali, sınıf arkadaşlarıyla birlikte yemek molasında sağlıklı atıştırmalıklar tüketti. Ne yazık ki, Ali bir parça elmayı hızlıca yutmaya çalışırken aniden boğulma tehlikesi geçirdi. Başlangıçta arkadaşları durumu fark etti fakat ne yapacaklarını bilemediler. Tam o sırada, sınıfta ders vermekte olan öğretmen Sıdıka Hanım, öğrencilerinin çığlıklarını duydu ve hızla olaya müdahale etti.
Sıdıka Hanım, hem tecrübeli bir öğretmen hem de acil durum eğitimine sahip bir birey olarak, durumu anında değerlendirdi. Öğrencinin hava yolunun tıkandığını fark eder etmez, kalabalık sınıfta doğru bir şekilde nasıl hareket edeceğini biliyordu. Sınıftaki diğer öğrencilerin korku dolu bakışları arasında, Ali’ye yaklaşarak Heimlich manevrasını uygulamaya başladı. O an, öğrenciler hem panik içinde hem de öğretmenlerinin doğrudan müdahalesi ile büyük bir umut hissetmeye başladılar.
Heimlich manevrası, boğulma tehlikesi ile karşılaşan bir kişiyi kurtarmak için uygulanan etkili bir tekniktir. Bu teknik, 1974 yılında Dr. Henry Heimlich tarafından geliştirildi ve o zamandan beri dünya genelinde birçok sağlık kuruluşu tarafından öğretilmektedir. Boğulma durumunda, hava yolu tıkanır ve bu durum hızlı bir şekilde hayatı tehdit eder. İşte Heimlich manevrası, hava yolunu açmak için karın bölgesine bası yaparak tıkanıklığı gidermeyi amaçlar.
Ali'ye yapılan müdahale sonucunda, Sıdıka Hanım, hızlı ve doğru bir şekilde hareket ederek, öğrencisinin hava yolunun açılmasını sağladı ve Ali'nin yeniden nefes almasını mümkün kıldı. Olayın ardından, sınıfta hafif bir panik yaşansa da öğretmenin profesyonel yaklaşımı, durumu soğukkanlılıkla idare etmesine olanak tanıdı.
Yaşanan bu olay, okulda güvenlik ve acil durum eğitimlerinin önemini bir kez daha gündeme getirdi. Okulların, öğrencilerine sadece akademik bilgi vermekle kalmayıp, aynı zamanda hayat kurtarıcı bilgiler de sunması gerektiği gerçeği, anne-babaların da dikkatini çekti. Öğrencilerin temel yaşam becerilerini öğrenmeleri, olası riskler karşısında nasıl davranacaklarını bilmeleri gerektiği konusunda bir farkındalık yarattı.
İlgili günlerde, okul yönetimi tarafından yapılan açıklamada, tüm öğretmenlerin ve öğrenci mensuplarının acil durum eğitim programlarına katılmaları zorunlu kılındı. Böylelikle, bu tür olayların tekrar yaşanmaması adına okulda bir dizi eğitim programı düzenleneceği duyuruldu. Öğrencilerin ve öğretmenlerin nasıl davranmaları gerektiği hakkında pratik eğitimler almaları planlanıyor.
Özetlemek gerekirse, Sıdıka Hanım'ın cesareti ve bilgisi, büyük bir tehlikeyi önledi ve sadece Ali'nin hayatını kurtarmadı; aynı zamanda tüm öğrencilere bir ders oldu. Eğitim sistemimizde yer alan önemli konulardan biri olan ilk yardım bilgisi, her bireyin hayatında kritik bir yere sahip. Bu tür durumların önüne geçmek için, hem eğitimcilerin hem de öğrencilerin hayati bilgilerle donatılması şart. Olay, erken eğitim ve müdahale konusunda bir örnek teşkil ederek, tüm okullarda benzer programların artırılması gerektiğini hatırlatıyor.