Ülkemizde aile içi şiddet olayları maalesef gün geçtikçe artıyor. Ancak bir baba çok daha fazlasını yaparak, iki yaşındaki kızına uyguladığı şiddetle gündeme geldi. İstanbul’un bir semtinde meydana gelen olay, sadece aile yapısının sorunlarını değil, aynı zamanda toplumumuzda hala varlığını sürdüren cinsiyet ve güç dinamiklerini de gözler önüne seriyor. Çevredeki komşularının ihbarı üzerine polisin müdahalede bulunması sonrasında, babanın tutuklanmasıyla birlikte büyük bir infial yarattı. Söz konusu olay, yalnızca tutuklanan baba için değil, aynı zamanda 2 yaşındaki bir çocuk için de ciddi bir travma kaynağı oldu.
Olay, geçtiğimiz hafta sonu yaşandı. Çevredeki komşular, sık sık kedilerin havlamalarına ve çığlıkların yükseldiğine tanık oldular. Bu seslerin kaynağını araştıran komşular, ne yazık ki bu şiddetin küçük bir çocuğa yönelik olduğuna şahit oldular. Yapılan ihbar sonrasında, polis ekipleri hızla olay yerine intikal etti. Ekipler, kapıyı zorla açtıklarında, küçük kızın ıstırap içinde olduğunu ve babasının yanında olmadığını gördüler. Hemen sağlık ekiplerine haber verilerek, küçük kızın tedavisi için hastaneye kaldırılması sağlandı.
İhbar sonrası polis, babayı gözaltına aldı. Yapılan soruşturmada, olayın sebebi babanın psikolojik sorunları ve alkol bağımlılığı olduğu belirtildi. Baba, 2 yaşındaki kızına yönelik şiddetinin detaylarına dair açıklamalar yaparken, birçok kez pişmanlık duymadığını da ifade etti. Bu durum, toplumda oldukça büyük tepkilere neden oldu ve aile içindeki sorunların çözülmesi gerektiği tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Bu tür olaylar, Türkiye'de aile içi şiddetin yalnızca bireysel bir sorun olmadığını, bunun toplumsal bir mesele olduğunu kanıtlıyor. Uzmanlar, aile içindeki problemler ve çocuklara karşı işlenen suçlar konusundaki farkındalığın artırılması gerektiğini vurguluyor. Özellikle 2 yaşındaki bir çocuk gibi savunmasız bireylerin istismarı, toplumda ciddi bir infial yaratıyor. Olayın ardından zamanla ülke genelinde sosyal medyada ve sokaklarda, bu tür şiddet eylemlerine karşı protestolar düzenlenmeye başlandı. İnsanlar, "Çocuklar bizim geleceğimizdir" diyerek bu tür eylemlerin durdurulması gerektiğini ifade ettiler.
Sıfır tolerans politikası ile birlikte, aile içi şiddete karşı örgütler, hem devlet kurumlarını hem de halkı bilinçlendirmek için sosyal kampanyalar yürütmeye başladı. Çocukların koruma altında olması, toplumun her kesimi için bir öncelik haline gelirken, aile içinde yaşanan şiddetin önüne geçebilmek için yeni yasaların çıkarılması ve mevcut yasaların etkin bir şekilde uygulanması gerektiği konuşuluyor. Bu olayla birlikte, toplumdaki duyarsızlığın sona ermesi ve her bireyin kendi çevresindeki bu tür olaylara karşı sesini yükseltmesi gerektiği bir kez daha gözler önüne serildi.
Şu an itibarıyla, baba tutuklama sürecinin ilerlemesi beklenirken, küçük kızın tedavi süreci ve rehabilitasyonunun nasıl ilerleyeceği merak ediliyor. Gerek kamu gerekse özel sektör tarafından desteklenen çeşitli rehabilitasyon programlarının oluşturulması, bu tür olumsuz durumların üstesinden gelinmesine yardımcı olabilir. Uygulanan yasaların da sertleştirilmesi gerekliliği vurgulanarak, özellikle çocuk istismarının önlenmesi için toplumsal bilinç ve dayanışma çağrıları artmıştır. Bu olay, bir kez daha toplumsal dayanışmanın önemini göstermektedir.
Sonuç olarak, 2 yaşındaki kızına şiddet uygulayan babanın tutuklanması, aile içindeki şiddetin kabul edilemez olduğunu ve her bir bireyin buna karşı duyarlı olması gerektiğini hatırlatıyor. Toplumsal bilincin artırılması ve etkin yasaların yürürlüğe girmesi, gelecekte benzer olayların önüne geçilmesi açısından önem taşıyor. Çocuklarımızın güven içinde büyümesi, toplumun temel taşını oluşturmaktadır. Güvenli bir ortamda büyüyen çocuklar, sağlıklı bireyler ve güçlü bir toplum oluşturur.