23 Ekim 2023 tarihinde meydana gelen Erzincan depremi, bölge halkını derinden sarstı. Şiddeti 5.9 olarak kaydedilen deprem sonrası birçok insan panik içinde evlerinden çıkarken, bazı binalarda hasar meydana geldi. Depremin hemen ardından Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye’nin önde gelen deprem araştırmacılarından biri olarak basın toplantısı düzenledi ve depremlerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Görür, depremin sonuçları ve Türkiye’nin genel deprem riski üzerine dikkate değer uyarılarda bulundu.
Erzincan depreminin etkileri, yalnızca fiziksel hasarla sınırlı kalmadı; aynı zamanda toplum psikolojisini de derinden etkiledi. Naci Görür, deprem sonrası yaşanan panik ve belirsizliği aşmanın en kritik yolu olarak halkın bilinçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Görür, "Erzincan, tarih boyunca sık sık sarsıntılar geçirmiş bir bölge. Geçmişte olan büyük depremler, bugünkü yapıların dayanıklılığı için birer örnek teşkil etmelidir," dedi. Depremin ardından yaptığı açıklamalarda binaların sağlamlığı ve zemin etüdlerinin önemi üzerinde durdu.
Bölgedeki binaların depreme ne kadar dayanıklı olduğu, özellikle geçmişte inşa edilen yapılar için büyük bir soru işareti. Görür, Türkiye genelindeki yapı denetim sisteminin yeterli olmadığını belirterek, "Eski binalar, günümüz inşaat standartlarına göre oldukça riskli. Bu durum, sadece Erzincan için değil, tüm Türkiye için geçerli" ifadelerini kullandı. Bu durum, bu tür felaketlerin önlenmesi için alınacak önlemlerin ve şartların ne denli önemli olduğunu gösteriyor. Görür, inşaat sektörü ve yönetimlerin daha etkili ve proaktif bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini savunarak, halkın da bilinçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Naci Görür, depremin ardından atılması gereken adımlar üzerine de önerilerde bulundu. "Devletin deprem riski altında olan bölgelerde yapı denetimlerini sıklaştırması şart" diyen Görür, ayrıca yeni binaların inşasında daha lent destek sistemleri kullanılması gerektiğinin altını çizdi. İzmir, İstanbul ve Erzincan gibi büyük şehirlerin yanı sıra, riskli olan diğer illerde de benzer uygulamaların hızla devreye alınması gerektiğini ifade etti.
Görür, halkın da deprem konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Halkın depreme hazırlık yapması ve doğru bilgiye ulaşabilmesi, yaşanacak felaketlerin etkisini azaltacaktır" dedi. Deprem çantası gibi pratik önerilerin yanı sıra, yurttaşların deprem sırasında nasıl davranmaları gerektiği konusunda eğitimlerin verilmesi gerektiğini vurguladı. Görür, deprem eğitiminin okul müfredatlarına dahil edilmesini ve bu bilinç düzeyinin artırılmasını savundu.
Sonuç olarak, Erzincan depremi tekrar göstermiştir ki, deprem hazırlığı ve dayanıklılığı, sadece devlet politikaları açısından değil, bireyler olarak da hepimizin sorumluluğudur. Naci Görür’ün önerileri, Türkiye’nin deprem kuşağında yaşadığı bu gerçeği göz önünde bulundurursak, büyük bir önem taşımaktadır. Zira, deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmek, gelecekte yaşanabilecek bu tür felaketlerin etkilerini azaltacaktır.