Çanakkale, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan, eşsiz doğal güzellikleri ve zengin kültürel mirası ile ön plana çıkan bir şehirdir. Bu güzide şehir, aynı zamanda geleneksel sanat ve el emeği ürünlerini yaşatarak, insanlarını kültürel bir zenginlik olarak tanımlayan bir mekanizma geliştirmiştir. İşte bu bağlamda, “Yaşayan İnsan Hazinesi” unvanına sahip olan bireyler, Çanakkale'nin kültürel kimliğini koruyarak, gelecek nesillere aktarma görevini üstlenmişlerdir.
“Yaşayan İnsan Hazinesi”, UNESCO tarafından belirlenen, bir toplumun kültürel değerlerini, gelenek ve göreneklerini yaşatan, koruyan ve geliştiren bireyler için verilen bir unvandır. Bu unvan, geleneksel sanat ve mesleklerin yaşatılması, kültürel çeşitliliğin teşvik edilmesi açısından son derece önemlidir. Çanakkale’de bu unvana sahip olan kişiler, hem kendilerinin hem de topluluklarının geçmişine ışık tutuyor. El sanatlarından, müziğe, halk oyunlarından, geleneksel besinlere kadar geniş çaplı bir kültürel mirası temsil eden bu bireyler, aynı zamanda genç nesillere bu mirası aktarma konusunda da büyük bir sorumluluk üstlenmektedir.
Çanakkale'de "Yaşayan İnsan Hazinesi" olarak tanınan birçok sanatçı ve zanaatkâr mevcut. Örneğin, el işçiliği ile ünlü olan geleneksel dokuma ustası Ayşe Hanım, yüzyıllardır süregelen dokuma tekniklerini geleceğe taşımaktadır. Gençlere öğretmekte olduğu bu sanat, hem sosyal hem de ekonomik açıdan önemli bir yere sahiptir. Onun gibi birçok zanaatkâr, geleneksel el sanatları ile yerel halkın kültürel kimliğini güçlendiriyor.
Bunun yanı sıra, yöresel müzik ve halk oyunları konusunda da “Yaşayan İnsan Hazinesi” unvanına sahip isimler bulunmaktadır. Mehmet Usta, eski Çanakkale türküleriyle hafızalarda yer etmiş, kendi yaptığı enstrümanları kullanarak geleneksel müziği canlı tutmaya çalışmaktadır. Gençlerden oluşan bir grup ile birlikte düzenlediği atölyelerde, eski türkülerimizi tekrar çağrıştırmak için çaba sarf etmektedir. Bu tür etkinlikler, gençlerin geleneklerine bağlanmasını sağlarken, aynı zamanda kültürel bir canlılık da kazandırmaktadır.
Çanakkale'deki bu "Yaşayan İnsan Hazineleri", yalnızca kendi sanatlarını icra etmekle kalmayıp, aynı zamanda toplulukları içerisinde bir farkındalık yaratmak adına da büyük bir rol oynamaktadır. Gençleri geleneksel el sanatlarına yönlendirmek için çeşitli seminerler, workshoplar ve sergi etkinlikleri düzenleyen bu bireyler, kültür mirasımızın gelecek nesillere ulaşmasını sağlamak için özveriyle çalışmaktadır.
Tradisyonel sanatların ve kültürel değerlerin korunması ve yeniden canlandırılması noktasında, "Yaşayan İnsan Hazinesi" unvanına sahip bireylerin çabaları son derece kıymetli. Onların hikayeleri, sadece Çanakkale için değil, tüm Türkiye için bir motivasyon kaynağı oluşturmaktadır. Çanakkale'yi avuçlarında hisseden bu sanatçılar, hem bireysel yeteneklerini sergilemekte hem de toplumun kültürel zenginliğini ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak, Çanakkale'nin "Yaşayan İnsan Hazineleri", geçmişten gelen kültürel değerleri koruyarak, yeni nesillere ulaştırma konusundaki özverileriyle dikkat çekmektedir. Geleneklerine bağlı kalmakla birlikte, yeniliklere açık olmaları, onların kültürel zenginliğini daha da artırmaktadır. Bu unvana sahip bireylerin hikayeleri, toplumun değerleri ile birleşerek büyük bir mirasın temellerini oluşturmaktadır. Çanakkale, geleneksel kültürüyle hem yerel hem de ulusal düzeyde anılacak bir şehir olmaya devam edecek.