Günümüzdeki adalet sisteminin kimi zaman tuhaf sonuçlar doğurabileceğine dair bir örnek, son günlerde sosyal medyada tartışma konusu oldu. 65 yaşındaki bir kadının, evdeki terliğiyle gerçekleştirdiği bir olay, onu mahkemeye taşıdı ve mahkeme, terliği silah olarak nitelendirerek kadına 4 yıl hapis cezası verdi. Bu ilginç ve tepki çeken olay, pek çok kişinin gündeminde yer alırken, adaletin bu denli absürt bir şekilde işlemesi, kamuoyunda tartışmalara sebep oldu.
Anneanne A.K., 2023 yazında aile toplantısında bir tartışmanın ardından, karnı aç olan torununu ikna edebilmek için komik bir yöntem denemeye karar verir. Ancak, olaylar kontrolden çıkar ve A.K., söz konusu terliği torununa fırlatırken, bir kaza sonucu komşunun penceresine çarpar. Ne yazık ki, bu sıradan bir aile içi anekdot, komşunun olaya dahil olmasıyla yasal bir duruma dönüşür. Komşu, terlikten dolayı uğradığı maddi zararı gerekçe göstererek A.K. hakkında şikayette bulunur.
Pek çok kişi, söz konusu olayın bir şaka olduğunu düşünse de mahkeme, A.K.’nın eylemini "silahlı saldırı" olarak değerlendirdi. Mahkeme, bu durumu toplumda silah kullanımına karşı toplumsal duyarlılığın artmasına bağlayarak A.K.’ya 4 yıl hapis cezası verdi. Bu karara, hem sosyal medyada hem de hukuk camiasında büyük bir tepki geldi. Birçok kişi, kadının yaşını ve niyetini hatırlatarak, bu cezanın adaletli olmadığını savundu.
Olayın ardından sosyal medya platformlarında patlayan tartışmalar, birçok farklı görüşü de beraberinde getirdi. Twitter ve Instagram’da “#AnneanneTerliği” etiketiyle başlatılan kampanya, A.K.'nın durumu hakkında adalet bekleyen kullanıcılarla dolup taştı. Kullanıcılar, durumu absürt bulduklarını belirterek, "Terlikten daha tehlikeli olan şeyler var" gibi ifadelere yer verdiler. Bazı kullanıcılar, A.K.’nın hapis cezasıyla tehdit edilmesinin zevksiz bir komedi unsuru taşıdığını ileri sürdü.
Bir avukat, olayla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Bu tür kararlarda, olayın gerçekliği ve niyeti göz önüne alınmalı. Kadının amacı torununa zarar vermek değil, sadece şaka yapmak olabilir. Adaletin, hukukun soğuk mantığı içinde kaybolduğuna inanıyorum.” dedi. A.K’nın avukatı, müvekkilinin bu durumu temyiz edeceklerini belirtti ve ulusal medyada A.K.’nın sesini duyurmanın peşinde olduklarını ifade etti.
İlgili kamu kurumlarının da sessiz kalmadığı bu durumda, toplumun tepkisini dikkate alarak, başta hukuk sisteminin reforme edilmesi gerektiği vurgusu yapıldı. Bazı hukukçular, adalet sisteminin toplumsal normlara uygun olarak yeniden değerlendirileceğinin sinyallerini veriyor.
Anneanne terliği davası, sadece bu özel olayla sınırlı kalmayıp, Türkiye’deki cinsiyet eşitliği, yaşlı hakları ve toplumdaki ön yargılar üzerine de tartışmalara zemin hazırladı. İleri yaştaki bireylerin daha önceden normal kabul edilen davranışlarının şimdi yargılanması, toplum içinde daha derin köklere sahip sosyo-kültürel meseleleri de gözler önüne serdi. Adaletin nasıl tecelli etmesi gerektiği konusunda birçok kişi, bu tür durumların daha iyi analiz edilmesi gerektiğini düşündü.
Sonuç olarak, anneannelerin evlerindeki terliklerin silah olarak nitelendirilmesi, sadece bir mizah unsuru değil, aynı zamanda toplumda ciddi tartışmalara yol açabilecek bir mesele haline geldi. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması adına, hukuk sisteminin ve toplumsal algının yeniden masaya yatırılması gerektiği bir gerçek. Toplumun her kesiminde yankı uyandıran bu olay, adaletin sadece bir araç olmadığını, aynı zamanda bir toplumsal normun da göstergesi olduğunu hepimize hatırlattı.