Dünya genelinde akciğer kanserinin en yaygın sebebi olarak gösterilen sigara, her yıl milyonlarca kişinin hayatını kaybetmesine neden oluyor. Uzmanlar, sigara içenlerin akciğer kanserine yakalanma riskinin içmeyenlere göre 15-30 kat daha fazla olduğunu belirtiyor. Akciğer kanseri vakalarının yüzde 85’inden fazlasında sigaranın ana sebep olduğu ifade edilirken, sigara dumanında bulunan zararlı kimyasallar akciğer dokusuna ciddi zararlar vererek kanserin oluşumuna zemin hazırlıyor. Sigaranın yanı sıra, pasif içicilik de akciğer kanserine yakalanma riskini artırıyor ve özellikle çocuklar ile yaşlılar gibi hassas grupları olumsuz etkiliyor.
Sigaranın içindeki binlerce kimyasal maddeden en az 70’i kanserojen olarak tanımlanıyor. Bu maddeler arasında arsenik, benzen, formaldehit gibi insan sağlığına doğrudan zararlı bileşenler bulunuyor. Akciğer kanseri tanısı konulan kişilerin önemli bir kısmı, teşhis konulana kadar belirgin semptomlar göstermediği için hastalığın ileri evrelerinde doktora başvuruyor. Uzmanlar, sigaranın bırakılması durumunda akciğer kanserine yakalanma riskinin yıllar içinde azaldığını ve uzun vadede önemli oranda düştüğünü vurguluyor. Sigarayı bıraktıktan 10 yıl sonra, kişinin akciğer kanserine yakalanma riski, hiç sigara içmeyen birine yaklaşacak şekilde azalıyor.
Küresel sağlık örgütleri, akciğer kanserini önlemenin en etkili yolunun sigaradan uzak durmak olduğunu belirtiyor. Sigara bağımlılığından kurtulmak isteyenlere yönelik çeşitli tedavi seçenekleri, danışmanlık hizmetleri ve ilaç destekleri mevcut. Özellikle kamu sağlığını korumak amacıyla sigarayı bırakma programları teşvik edilmekte ve bireyler daha sağlıklı bir yaşama yönlendirilmektedir. Sağlık kuruluşları, akciğer kanserini önlemek için her yaş grubundaki bireylerin sigarayı bırakmaya yönlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.