Türkiye'nin önemli deprem kuşaklarından birinde bulunan iller, her zaman doğal afet riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu bağlamda, 23 Nisan 2023 tarihinde meydana gelen depremin ardından konut piyasasında yaşanan ani dalgalanmalar dikkat çekici boyutlara ulaştı. Kiralık ve satılık konut fiyatlarının tavan yapması, çeşitli faktörlerden kaynaklanıyor. Özellikle deprem sonrası oluşan güvenlik kaygıları ve artan talep, konut fiyatlarının yükselmesini tetikleyen en önemli unsurlar arasında yer alıyor.
Depremler, insanların yaşam alanlarını güvenilir bulmalarını sağlayacak koşullar aramasına neden olmasının yanı sıra, konut tercihlerini de etkiliyor. 23 Nisan’da yaşanan depremin hemen ardından konut sahipleri, binaların güvenilirliği konusunda endişeye kapıldılar. İnsanlar, deprem yönetmeliğine uygun olmayan ve eski yapıları terk ederek, daha sağlam binalara yönelmeye başladılar. Bu durum, güvenilir konut arayışını artırırken, kiralık ve satılık konut fiyatlarında fahiş artışlara neden oldu. Özellikle şehir merkezlerinde yapılan yeni projeler, depreme dayanıklı yapılarıyla dikkat çekiyor; bu da talep gören konutların artmasına yol açıyor.
Piyasa dinamiklerine baktığımızda, yüksek talep ve sınırlı arzın konut fiyatlarını nasıl etkilediği açıkça görülüyor. Deprem sonrası güvenli binalara olan ilginin artması, kiralık ve satılık konut taleplerini yükseltti. Ancak, mevcut konut arzı, talebi karşılamaktan uzak. Özellikle büyük şehirlerde, yeni konut projelerinin inşaat süreçleri zaman alırken, mevcut binaların sayısı değişmiyor. Bunun sonucunda, kiralık ve satılık konut fiyatlarında ciddi artışlar yaşanıyor. 23 Nisan’dan sonra birçok bölgede konut fiyatlarının yüzde 30’a kadar yükseldiği gözlemlendi. Bu durum, hem yatırımcılar hem de kiracılar için zorlayıcı bir durum yaratıyor.
Öte yandan, artan fiyatlar, kiracıları ve ev almak isteyen aileleri ekonomik olarak zorlamaktadır. İnsanlar, daha uygun fiyatlı konut arayışına girerken, kiraların artması birçok aileyi zor durumda bırakıyor. Bazı bölgelerde ise kiracıların ev sahipleriyle karşı karşıya kaldığı sorunlar, uzun vadeli kiralamaları zorlaştırıyor. Aileler genellikle daha uzun süreli kontrat talep etseler de, ev sahipleri genellikle fiyat arttırma yoluna gitmeyi tercih ediyor. Bu nedenle, kiralık konut sahasında bir belirsizlik hakim durumda.
Tüm bu etkenler, konut piyasasında yaşanan dalgalanmaların arkasında yatan sebeplerin sadece birkaçı. Depremin ardından, insanların konutlarına olan bakış açıları dramati şekilde değişmekte. Güvende hissetmek, herkesin önceliği. Bu yüzden, konut alırken ya da kiralarken, sadece fiyat değil, aynı zamanda güvenilirlik ve yapı kalitesi de dikkate alınıyor. Piyasa uzmanları, önümüzdeki dönemde de fiyatların artış göstermeye devam edeceğini öngörmekte. Sonuç olarak, 23 Nisan depreminin etkileri, konut piyasasında kalıcı değişikliklere yol açabilecek gibi görünüyor. Yeni projelerin piyasaya sunulması ve mevcut konutların güvenilir yapılar haline getirilmesi şart gibi görünüyor. Bu bağlamda, hükümetin ve yerel yönetimlerin, deprem sonrası yapısal düzenlemelere yönelik hızla adım atması büyük önem taşıyor.
Böylelikle, hem kiralık hem de satılık konut piyasasındaki dengesizliklerin giderilmesi, hem bireylerin hem de toplumsal güvenin yeniden sağlanması açısından büyük önem taşıyor. Deprem sonrası yapılan bu tür tahliller, herkesin daha güvenli yaşam alanlarına sahip olması adına büyük bir gereklilik haline geliyor. Ekonomik dengenin sağlanabilmesi için, yeni projelerin hızla hayata geçirilmesi ve mevcut yapıların dayanıklılığının artırılması, tüm paydaşları olumlu yönde etkileyecektir.