Her köşe başında bulabileceğiniz modern dükkanların yanı sıra, zamanın derinliklerinden gelen bir hikaye sunan minik bir dükkan var. Şehir merkezinin kalabalığından uzak, 10 metrekarelik bir alanda, zamanın tanığı olan saatler ile dolu bir dünya sizleri karşılıyor. Erkan Bey, işte bu dükkanın sahibi ve saat ustası. Yıllarını bu mesleğe adamış olan Erkan Bey, hem eski saatleri onarıyor hem de bir zamanlar insanların yaşamına anlam katan bu nadide parçaları gelecek nesillere aktarıyor. Bu dükkan, sıradan bir saat tamircisi değil, aynı zamanda tarihe tanıklık eden bir mekan.
Erkan Bey’in hikayesi, yıllar önce bir atölyede yavaş yavaş başlamış. Henüz genç yaşlarda, büyük babasından aldığı eski bir saat ile tanışıyor. Bu saat ona, zamanın ne kadar değerli olduğunu öğretirken, aynı zamanda bir tutku da aşılıyor. Sadece saat tamiri yapmakla kalmayıp, her saatle birlikte bir tarih taşıdığına inanıyor. Dükkanını açtığında, aldığı her parçanın bir hikayesi olduğunu fark ediyor ve bu hikayeleri yaşatmanın görev olduğunu düşünüyor. “Her saat bir anıyı, bir duyguyu taşır,” diyor ve gülümseyerek ekliyor, “ben sadece zamanla değil, insanların anılarıyla da uğraşıyorum.”
Dükkanına girdiğinizde, eski saatlerin cıvıl cıvıl melodileri arasında kayboluyorsunuz. Antika saatlerden, vintage saatlere kadar çok sayıda saat türünü görebilirsiniz. Erkan Bey, her saatle ilgili ayrıntılı bilgi veriyor ve her birinin geçirdiği yolculuğu dinleyerek geçmişe dair bir süreklilik sağlıyor. Bu süreçte, insanların eşsiz parçalarını tamir ettirip, onlara geri kazandırmakla kalmayıp, aynı zamanda yeni nesil saatlere de el atıyor. Modern saatlerin de tamirini yaparak, işinin her yönüne hâkim. Her gün yeni bir müşteriyle karşılaşmak, ona hem haz hem de motivasyon veriyor. “İnsanlar eski saatlerini tamir ettirmek istiyorlar çünkü onlarda bir hikaye yaşıyor,” diyor.
Erkan Bey’in dükkanında çalışmak oldukça yoğun ama bir o kadar da keyifli. Her saat bir bulmaca gibi, kimisinin içini açmanız gerek, kimisinin ise dışını. Dükkanında herkes için farklı bir şeyler bulunuyor; saat uzmanları, koleksiyoncular ve sıradan insanlar... Hepsi, Erkan Bey’in benzersiz yeteneklerinden yararlanmak için kapısını çalıyor. Zamana karşı verilen bu mücadelede, ustanın bir başka güzellik kattığı yön ise, bu saatlerin elden geçirilip yeni yaşam verilmiş halleri. Her biri yine kullanılmak üzere eski haliyle buluşuyor.
Dükkanın kapısında yer alan tabelayı okuduğunuzda, ‘Zaman tasarımcısı’ ifadesi dikkat çekerken, Erkan Bey’in insanlara sunduğu hizmet sadece saat tamir etmekle sınırlı kalmıyor. Tarihe sahip çıkmanın ve geçmişle günümüzü birleştirmenin güzelliğini anlatmak için adeta bir köprü vazifesi görüyor. Eski saatlerin değerini bilmeyen genç nesle bu kültürü aktarmayı görev kabul ediyor. “Bir gün, genç nesil geldiğinde onlara da anlatacağım bir şeyler kalmalı,” diyerek duygularını ifade ediyor.
Sonuç olarak, 10 metrekarelik bu dükkan, sadece bir saat tamir yeri değil; tarihin yaşatıldığı, geçmişin anıların ölümsüzleştiği bir mekan. Burada sadece saatler değil, aynı zamanda zamanı değerli kılan anılar ve hikayeler de var. Erkan Bey, bu dükkanın duvarları arasında, saatlere olan sevgisini ve bağlılığını her gün tazeliyor ve insanlara zamanın değerini hatırlatmaya devam ediyor.
Bu küçük alan, hem bir iş yeri hem de nadir bulunan bir değer olarak yaşamaya ve aktarmaya devam edecek. Zamanın bu ustası, gelecekte de saatlerin ruhunu korumaya ve hatırlatmaya kararlı bir şekilde devam edecek.